Ofset baskının temelinde, su ve yağın birbirine karışmaması prensibi yatar. Bu teknik, mürekkebin yalnızca baskı yapılacak alanlara yapışmasını ve baskı yapılmayan alanlarda su tabakası tarafından itildiğini garanti eder. Bu sayede, baskılar son derece net ve doğru bir şekilde oluşturulur. Ofset makineleri, mürekkebin önce bir kauçuk silindire, ardından kâğıda aktarılmasını sağlayarak hem yüksek hız hem de kalite sunar.
Ofset baskı süreci, birkaç temel aşamadan oluşur:
Plaka Hazırlığı:
Baskıya alınacak metin ve görseller, özel kaplamalı metal veya polyester plakalara işlenir. Bu plakalar, baskı silindirlerine yerleştirilir.
Mürekkep ve Su Dengesi:
Plakaların baskı yapılacak kısımları mürekkep ile, baskı yapılmayacak kısımları ise su ile kaplanır. Bu denge, baskının netliği ve kalitesi açısından kritik öneme sahiptir.
Kauçuk Silindir Transferi:
Mürekkep, plakadan kauçuk bir silindire aktarılır. Bu adım, mürekkebin doğrudan kâğıda değil, bir aracı yüzeye aktarılmasını sağlar. Kauçuk silindirin esnekliği, farklı yüzeylere baskı yapmayı mümkün kılar.
Kâğıda Baskı:
Kauçuk silindire aktarılan mürekkep, baskı materyali olan kâğıda aktarılır. Bu aşamada, mürekkebin düzgün dağılması ve renklerin doğru bir şekilde kâğıda yansıtılması sağlanır.
Ofset baskı, 1900’lerin başlarında Alman mucit Alois Senefelder tarafından geliştirilen litografi tekniğinden evrilmiştir. Zamanla, özellikle gazete, kitap, dergi ve broşür basımında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yüksek hacimli ve düşük maliyetli üretim avantajı, ofset baskıyı endüstriyel matbaacılığın vazgeçilmez bir unsuru haline getirmiştir.